Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | ultraviolet light n. | ultraviyole ışınları | ||
We can't see ultraviolet light, but insects can. Biz ultraviyole ışınları göremiyoruz ama böcekler görürler. More Sentences |
||||
General | ultraviolet light n. | morötesi ışık | ||
Humans can't see ultraviolet light. İnsanlar morötesi ışıkları göremez. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | ultraviolet light n. | ultraviyole ışık | ||
We can't see ultraviolet light, but insects can. Biz ultraviyole ışığı göremeyiz ama böcekler görebilir. More Sentences |
||||
Technical | ultraviolet light n. | morüstü ışık | ||
Technical | ultraviolet light n. | morötesi ışık |
Inglés | Turco | |
---|---|---|
Medical | ||
Medical | ultraviolet light source n. | ultraviole ışık kaynağı |